" FETÖ, canımıza okudu. Davacıyım!"

Akaryakıt sektöründe 25 yılı geride bırakan Pars Petrol'ün sahibi, işadamı İlhami Çakar; FETÖ/PDY terör örgütünden iş dünyasının da payına düşeni aldığını söyledi. 2007'de başlayan acımasız baskılara direnerek ayakta kalmaya çalıştıklarını söyleyen Çakar; “Yıllarca bu yapıya direnmeye çalıştım. İstediklerini vermeyip, direndiğim için ihalelere giremez hale getirildim. Şirketlerim üzerindeki mallara haciz konuldu. Davacıyım. Torunumun hakkı için, binlerce çalışanımız için bu meselenin sonuna kadar peşinde olacağım. Bu zulmün hesabını vermeliler” dedi.
Türkiye genelinde 21 şehirde, İzmir’de de 18 bölgede akaryakıt istasyonu bulunan Pars Petrol'ün kurucusu İlhami Çakar, FETÖ/PDY terör örgütünün kendisini de hedef aldığını açıkladı. Yaklaşık 40 yıl önce İzmir’e gelen ve işlerini İzmir merkezli yürüten İnşaat Mühendisi Çakar, 9 yıl önce FETÖ okullarını temsilen kapısını çalan kişilerin yüklü miktarda para istediğini, bu isteğe olumlu yanıt vermeyince de iş hayatında kabus dolu yılların başladığını söyledi. Çakar; devletin içindeki FETÖ'cüler eliyle, malum savcı Murat Gök'ten maliye içindeki kollarına kadar, hukuk ve adalet mekanizmasını alaşağı eden karar ve yöntemlere maruz kaldığını belirtti. 9 yıl boyunca eli kolu bağlanarak mahkeme ve maliye koridorlarında süründürüldüğünü söyleyen Çakar; isyanını dile getirerek bu işin peşini bırakmayacağını ve sonuna kadar davacı olduğunu açıkladı.
Başımıza gelmeyen kalmadı
Erzurumlu işadamı İlhami Çakar, başından geçenleri şu sözlerle anlattı; “O parayı vermediğim günden itibaren, yapmadıklarını bırakmadılar. Kumpas kurarak ihale yasağı getirdiler. Teklif kullandığımız ihaleler için kamu kurumlarına verdiğimiz teminat mektuplarını nakte çevirerek ödemek zorunda bırakıldım. Ankara'da bu sorunu çözerim 500 bin TL vermelisin diyen avukat 15-20 gün önce İzmir'de gözaltına alınan FETÖ'cü avukatlar arasında. Belediyelerde aldığımız ihalelerin tümü iptal edildi. Zararımız, 15 milyon doların üzerinde.
2004-2008 yılları arasında defterlerimizi incelemeye aldılar ve şirketimiz ÖTV mükellefi olmamasına rağmen ÖTV cezası kestiler. Keyfi olarak beni ve şirketlerimi batırmak için kurulan tezgaha karşı dava açtık. Davaları kazandık, ancak yine de haklılığımızı ispatımız uzun bir zaman aldı. Enerjimiz ve zamanımız işimiz yerine, haksız yere mahkemelerin kapısında tüketildi. Ne bilirkişi ne danıştay dinlediler.”
Asıl üzüntüm…
Türkiye genelinde, şirket ve bayiliklerinde yaklaşık 5 bin kişiye iş-aş imkanı sağladıklarını hatırlatan işadamı Çakar, “Biz zaten ülkemiz ve devletimiz için işini doğru yaparak katma değer üreten ve kalkınmaya katkı koyan bir kuruluşuz. Elbettehayır işleri ve yardımlarımız oluyor. Ancak, çetevari bir üslupla istenen o devasa miktarı ödemek bana zül geldi. Elbette pişman değilim. Evet maddi ve manevi olarak çok yoruldum ve çok üzgünüm ancak üzüntümün sebebi sadece kaybettiklerim değil, bu gözü dönmüş örgütün devletimize ve milletimize kaybettirdikleri. 15 Temmuz gecesi, hepimiz bunların neler yapabileceğine tanık olduk. Hangi taş kaldırılsa altından çıkıyorlar. Mağduriyetlerin ve süistimallerin haddi hesabı yok. Çok yazık. ” diye konuştu.
Hedefleri, 2023 hedefiydi ...
Yaşananların her kesim açısından bir miad olduğuna dikkat çeken Çakar; " milletine, ülkesine hizmet edip, suya sabuna dokunmadan üreten iş dünyası da bu süreçten etkilendi. Çok insan, işbirlikçi ve yandaş olmadığı için baskı gördü." dedi.
Bu terör örgütünün; yerli sermayeyi yok ederek, ülkeyi krize sürüklemeyi hedeflediklerini belirten İlhami Çakar; sözlerine şöyle devam etti; “Hedefleri, Türkiye’nin '2023' rotasını çizen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı engellemekti. Bizim gibi yerli sermayeli şirketleri, hele de onların su dümenine girmeyen kuruluşları yok ederek ülkemizin ekonomik krize sürüklenmesini istediler. Cumhurbaşkanımız, defaten önemli uyarılarda bulundu, mesajlar verdi. Ancak, yeterince anlaşılmadı. Başta bankalar, finans kurumları olmak üzere onu yalnız bıraktılar. Şimdi yaşananlar, kendisinin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.”