"Kadın Kolları Olarak Başarılı Bir Sınav Verdiğimizi Düşünüyorum"

30 Mart yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Karşıyaka’da yüzde 71’lik oy oranıyla Türkiye’de en yüksek oyu aldı

"Kadın Kolları Olarak Başarılı Bir Sınav Verdiğimizi Düşünüyorum"
14 Ocak 2015 - 10:43
30 Mart yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi Karşıyaka’da yüzde 71’lik oy oranıyla Türkiye’de en yüksek oyu aldı. CHP’nin İzmir’de ve Karşıyaka’da sağladığı başarıda kadınların nasıl rol oynadığını ve ne gibi çalışmalar yaptığını CHP Karşıyaka Kadın Kolları Başkanı Fatoş Sibel Özenir’e sorduk. Fatoş Sibel Özenir ile yaptığımız söyleşiyi ilgiyle okuyacaksınız.

 

CHP Karşıyaka Kadın Kolları seçim döneminde ne gibi çalışmalar yaptı?

_ Tüm Türkiye’de kadın kollarından beklenen şey tüm ilişkileri kurmaktır, ilişkilere öncelik bağlamaktır. Erkekler çalışırlar, erkekler atanırlar, erkekler seçilirler ama ilişkileri kurmayı kadınlara bırakırlar, kadınlardan beklerler. Erkekler evlere giremeyeceklerini söylerler. Dolayısıyla ilişkileri kadınların kurmasını isterler. Biz de bu yöntemle tabi ki çalıştık ama bunun için önceden hazırlanmış olan bir alt yapıya gerek var. Önceden tanışıklıklara gerek var. Sadece seçimden seçime çalışmalar yapmak halkta çok itici tepkiler doğuruyor. Önceden oluşturulmuş kitlelerimizi kullanarak kapı kapı gezdik. Her mahallenin dinamikleri farklı olduğu için, ilişkiler farklı olduğu için her mahallenin kendi özelliğine dikkat ederek bu işleri yaptık. Bu dönem partimizin geliştirdiği sandık bazında bir çalışma projesi vardı. Çok güzel hazırlanmış bir projeydi ama yeni bir çalışma olduğu için yüzde yüz oturmadı. O projenin gelişmesine daha çok destek verdik kadın kolları olarak. İlçe yöneticileri her sandığa görevli atadı ama hep bunun en azından bir tanesinin kadın olmasını istediler. Olmadığı yerlerde bu çalışmaları yapmak için kadın kollarından yardım istediler. Dolayısıyla kapı kapı dolaşmak, insanlarla ilişki içinde bulunmak adaylık dönemi öncesi çalışmalarımızdı. Adayımız kesinleştikten sonra bu sefer adayın çalışmalarına bire bir katkı koymak, onun katıldığı çalışmalarda bulunmak gibi aktivitelerimiz oldu.


Genel olarak İzmir’de kadın kollarının başarılı bir sınav verdiğini düşünüyor musunuz?


_ Kadın kolları olarak başarılı bir sınav verdiğimizi düşünüyorum ama tüm ilçe yönetimi, örgütlenme çalışmaları, sandıklara sahip çıkmalar bunların hepsi bir bütün. Kadın kolları çalışmalarıyla kazanılır belki de ama sadece bu yetmez. Kadın kolları her ilçede son derece aktif ve son derece başarılı. Dediğim gibi seçim süreci öncesindeki yaptıkları çalışmaları hızlandırarak devam ettiler. Kadın kolları bence çok iyi bir sınav verdi İzmir’de. Bunu da seçim sonuçlarıyla görmüş olduk.


 Karşıyaka’nın  %71’lik oy oranını nasıl değerlendiriyorsunuz?


_ Karşıyaka olarak bir rekor kırdık ama İzmir olarak da seçimden galip ayrıldık. 8 ilçeyi kaybetmiş olmamıza rağmen oy oranımız belli, başarılarımız belli, sandıklardan çıkan sonuçlar belli. O kayıp olan ilçelerde de başka dinamiklerin etken olduğunu düşünüyorum. Orda kaybedeceklerini bile bile çalışan kadınlarımıza ben gerçekten teşekkür ediyorum. Her şeye rağmen çalıştılar.


 Yerel seçimlerde İzmir'de iki kadın aday Sema Pekdaş ve Sibel Uyar seçimden galip çıktı. Sizce aday gösterilen kadın sayısı yeterli miydi?


_ Asla yeterli bulmuyoruz tabi ki. Şahsen bazı söylemlerde çok hoşlanmadığım şeylerle karşılaştım. Mesela bundan önceki dönemde hiç kadın başkanımız yoktu.  Daha önce 29 ilçe ve Büyükşehir Belediye Başkanımız CHP’liydi. Hatta yaz aylarında il başkanımızın hava gazı fabrikasında toplantısı olmuştu. Otuz belediye başkanının olduğu bir fotoğraf gazetede yayınlanmıştı.  Çok moralim bozulmuştu. Otuz başkanın hepsi de erkekti. Genel başkanımız, genel merkez yöneticilerimiz kadın adayların bu sefer fazla olacağına dair çok fazla söylem yapmalarına rağmen 2 aday açıklandı. Buna rağmen bazı üst düzey yöneticilerimiz “daha önceki dönemde hiç yoktu. Şimdi en azından iki tane var, hiç yoktan iyidir” dedikleri zaman kalbim kırıldı açıkçası. Daha önce söylediğim gibi adaylıklar söz konusu olduğu zaman kadın değil ama çalışılmaya gelindiği zaman kadın söz konusudur. Asla yeterli değil ama bunu genel başkanımızın da yeterli bulmadığını biliyorum. Tek görev belediye başkanlığı değil. Bundan sonraki görev dağılımlarında kadınlara daha fazla görev verilmelidir. Karşıyaka olarak söyleyeyim. Cinsiyet kotasına kadın kotası derler. Onu da kabul etmiyoruz. Meclisimizde cinsiyet kotasına uyuldu. En güzel tarafı eğilim yoklamasında üç tane genci seçtik biz. Meclisimizde 3 tane gencimiz var en azından buna da razıyız diyelim.


 Bütününe bakıldığında CHP İzmir'de başarılı bir seçim süreci götürdü diyebilir misiniz, bu konuda 'CHP'nin başarısız olduğuna dair çeşitli eleştiriler var, siz nasıl değerlendirirsiniz?


 _ CHP’nin adaylık atama süresince yaşanan bazı sıkıntılar vardı. Daha çok tanıdığım için önce kendi ilçemizden başlayarak söyleyelim. Diğer ilçeler konusunda yorum yapmayı çok da doğru bulmuyorum. Kendi ilçemizde adayların açıklanması döneminde yaşanan sıkıntılar vardı. Bir de belediye başkanının ve belediye meclis üyelerinin ön seçimle belirlenmesi konusunda, parti içi demokrasinin yaşatılması ile ilgili tabandan gelen sesler vardı. Bunda da bir başlangıç oldu. En azından bir eğilim yoklaması yapıp meclisimizi yüzde elli oranında seçme şansımız oldu. Adayımızın geç açıklanması biraz sıkıntı doğurdu. Başlangıçta adayımızın Karşıyaka değil de başka bir ilçeden atanması biraz sıkıntı doğurdu ama çok olumlu bir atamaydı çünkü başkanımız çok olumlu bir kimlik. Parti içinde yetişmiş bir arkadaşımız. İzmir’i gayet iyi tanıyan, partinin her türlü döneminde görev almış bir arkadaşımız. Bunu çok kısa sürede atlattık. Bizim bu anlamda Karşıyaka’da böyle bir sıkıntımız olmadı. CHP, kadın örgütüyle, genç örgütüyle, ilçe örgütüyle başarılı bir seçim dönemi ve seçim günü geçirdi. O gün sandıklara sahip çıkmak da çok önemliydi. Karşıyaka adına konuşuyorum. Bizim şurda da şu sorunumuz var diyebileceğim bir şeyimiz yok. Zaman zaman olur, bir kitle partisiyiz sonuçta. Herkesin her şeyden memnun olması mümkün değil. Ama sonuçta parti programımız, parti tüzüğümüz anayasamızdır ve onun dışında bir hareket yapılmadı. Sadece parti içi demokrasinin biraz daha oturması talebimizdir. Onun haricinde her şey olması gerektiği gibi yürüdü ve seçim günü de ilçemiz olumlu bir sınav verdi.


     İzmir çapında baktığınızda gerçekten bazı sıkıntılar var. Atamalardan doğan sıkıntılar var, parti içi demokrasi konusunda sıkıntılar var. Ülkenin genel politikasının etkilediği, içinde bulunduğumuz şartların etkilediği sıkıntılar söz konusu. Ekonomi çok önemli bir durum. İnsanların karnının açlığı gündemdeyse başka şeylerle ilgilenemiyor. Ne yazık ki şu anki iktidar partisi de yarattığı yoksulluğu daha sonra kullanma aşamasında gayet başarılı. Bu gibi etkenler ne yazık ki bazı yerlerde beklediğimiz sonucu alamamamıza sebep oldu. Neyse ki metropolde kaybımız yok. Kaybettiğimiz 8 ilçenin oy oranı bizim büyük ilçelerin bir tanesine eşit belki. Bu küçümsediğim anlamına gelmesin. Her yer çok önemli, bir oy bile çok önemli bizim için tabi ki. Eğer burada bir aksaklık, bir eksiklik, bir sıkıntı doğduysa CHP bundan gerekli dersi çıkarıp, önümüzdeki süreçte bunu telafi etmesini bilecek kadar güçlü bir partidir. Bunu gerçekleştirecek diye düşünüyorum.


Bundan sonraki süreçte ne gibi çalışmalar yapacaksınız?


_ Her şeyden önce emek veren herkese teşekkürle yola çıkıyoruz, emeklerine saygı duyuyoruz. Biz aynayı kendimize tutmasını da biliriz. Önceden beri yapmakta olduğumuz bazı çalışmalar var. Başta da söylediğim, bu yıl gündeme girmiş olan sandık bazında örgütlenme çalışması yüzde yüz oturmadı ama belli bir noktaya kadar yürüdü. Onun üzerine koymak şimdi daha kolay. Üstelik yapılmış olan planların, uygulamaların sahada karşılığını da gördük. Eksik, aksak taraflarını gördük. Artık, onları tekrarlamamaya çalışacağız. Birincisi, bunun üzerine örgütlenmeyi devam ettirmek, ikincisi de çıkan sonuçları sandık sandık tek tek inceleyerek,  oradaki durumu değerlendirip önümüzdeki sürecin planlamasını yapmaya başladık. Eksik çıkan yerlerimizdeki eksikliklerin sebeplerini aralştırmak, yüksek çıkan yerlerdeki enerjiyi partiye kanalize etmek gibi çalışmalarımız başladı. Önümüzde dört ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Göreceksiniz Karşıyaka’da bundan sonra sadece seçimden seçime ortaya çıkıyorlar lafını kimse söyleyemeyecek. Bugünden itibaren başladı her şey.


 Şu an kaç üyeniz var, hedeflediğiniz üye sayısı nedir?


_ Partimize üye olan her kadın, Kadın Kolları üyesidir. On bin beş yüz civarında üyemiz var. Bunun yüzde ellisi kadın. Dolayısıyla bu kadar üyemiz var ama aktif midir hepsi derseniz tabi ki değildir. Şu son seçimde en az 500- 600 kadın çok aktif bir şekilde çalıştı.


    Şu son seçimde, özellikle 17 Aralık’tan sonraki süreçte, İzmir halkının gördüğü ve yorumladığı sonuçlarla, alınan sonuçlarla inanın seçimin ertesi günü çok sayıda insan “biz neden bugüne kadar partide çalışmadık” diyerek üye olmaya başladılar. Bizim çağrımızı beklemeden insanlar gelip üye oldu. Tabi ki biz bu çağrımızı yineliyoruz. Nicelik olarak çok önemli ama nitelik olarak da çok önemli olduğunu vurgulayarak çalışma yapıyoruz. Burası herkesin partisi. Politikalar üretmek, daha yükseklere taşımak için niteliğe de dikkat etmek gerekir. Onun için de biz kadın kolları olarak üye çağrısını yeni bir sloganla yapıyoruz. “Katılımcı Partililik” diyoruz. Belediye Başkanımızdan biraz kopya aldık. Başkanımız seçim süreci boyunca ilçe adına katılımcı demokrasiden bahsetti. Biz de katılımcı partililik diyerek sadece üye olmak yeterli değil, bir işin ucundan tutarak çalışmak önemli dedik. Bize sorarsanız biz tüm ilçeyi üye yapmak isteriz. En azından şu oy vermiş olan yüzde 71’in üye olması ilk hedefimizdir diyebiliriz.


 Sizin eklemek istediğiniz ya da dikkat çekmek istediğiniz konular var mı, paylaşır mısınız?


_ Ben kendi adıma şöyle söyleyeyim. Ben aynı zamanda Atatürk’ün kurduğu Türkiye Yardım Sevenler Derneği’nin Karşıyaka Şubesi Başkanıyım. Beni bu partiye ve bu derneğe getiren bir fotoğraf var. Hepimiz ilkokul ve ortaokul yıllarındaki kitaplarımızdan, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk kadınının cepheye kağnıyla ve sırtında mermi taşıdığı, evde çocuğunun ayağı çıplakken askere çorap ördüğü fotoğrafları hatırlarız. Beni buraya getiren fotoğraf odur. O dönemin ihtiyacı, Türk kadınının yapması gereken oydu. Bu dönemin Türk kadınının yapması gereken budur. Dolayısıyla ben bunu partide de dernekte de her zaman söylerim. Ben buralarda eğer bir kalem oynatıyorsam, bir adım atıyorsam Türkiye Cumhuriyeti İlkeleri ve Atatürk İlkeleri içindir ve bunun örgütlü ve disiplinli bir çatı altında yapılmasına duyduğum inançtır. Dolayısıyla Atatürk’ün kurulmasını istediği bir partidir. Biliyorsunuz Atatürk’ün en büyük başarım dediği Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluşudur. Bu partide görev alma ihtiyacım hangi kademede olursa olsun üye olup her hangi bir görevi tamamlama ihtiyacım bundan kaynaklanmıştır. Ben İzmir kadınının, Karşıyaka kadınının bunu çok iyi değerlendirdiğini biliyorum. Tabi ki herkesin her şeyi yapması mümkün değil ama herkesin elinden gelen mutlaka bir iş vardır.


Herkesi, bu fotoğrafı gözünün önünde canlandırarak, bu ilkeler uğruna doğru yerlerde kullanarak örgütlü ve disiplinli çalışmaya davet ediyorum. En önemli söylemek istediğim şey budur.


Röportaj-Fotoğraf: Yasemin İÇÖZ

YORUMLAR

  • 0 Yorum